Fen Dersleri

Canlılık

 

 
Hücrenin temel kısımları (Konu Anlatımı)
Hücrenin temel kısımları :Hücre zarı, sitoplazma ve çekirdektir. Çekirdek içerisinde kalıtsal özellikleri taşıyan yapıların vardır.
 
  Bilinen en küçük hücre, bakteridir. En büyük hücreye deve kuşu yumurtasının sarısı, en uzun hücreye de yaklaşık 1 m uzunluğunda olan sinir hücreleri örnek olarak verilebilir.  Bazı ilkel hücrelerde ise çekirdek yoktur, kalıtsal özellikleri taşıyan yapıların sitoplazmada dağınık olarak bu ilkel canlılarda bulunur. Hücre organellerinden  mitokondri, kloroplast ve kofulun sadece görevlerini bilmeniz yeterlidir.
 
Ek Bilgi :
 
Hücreler gelişmişlik düzeyine göre ikiye ayrılır:
1-Prokaryot Hücreler: Bu hücrelerin zarlı organelleri ve belirgin bir zarla çevrili çekirdeği yoktur. Yalnızca hücre zarı, sitoplazma ve zarsız organel olan ribozom taşırlar. Kalıtım maddeleri (DNA) sitoplazmada bulunur. Örneğin bakteri, mavi- yeşil alg prokaryot hücrelidir.
2- Ökaryot Hücreler: Bu tip hücrelerin zarla çevrili çekirdeği, zarla çevrili organelleri, hücre zarı ve sitoplazması vardır. Örneğin protistler, mantarlar, hayvanlar, bitkiler ökaryot hücrelidir.
Ökaryot bir hücre dıştan içe doğru üç kısımdan oluşur:
I- Hücre zarı II- Sitoplazma III- Çekirdek

Canlılardaki farklı Hücreleri Tanıyalım

MİKROSKOP YAPISININ TANITILMASI

MİKROSKOP YAPISININ TANITILMASI


1-Mikroskop ne işe yarar? Araştırınız.
2-Mikroskop çeşitleri nelerdir? Nerelerde kullanılır?


Mikroskop genel anlamda gövde kolu ve alt kaide olmak üzere iki kısımdan oluşur.
Bütün diğer parçalar bu iki parça üzerine yerleştirilir.
Mikroskopların hareketli bir nesne tablası vardır. Bu nesne tablası kaba ve ince ayar
kontrol düğmeleri ile aşağı ve yukarı hareket ettirilebilir.Lam ve lamel( preparat ) iki nesne klipsinin
altına gelecek şekilde nesne tablasının üzerine yerleştirilir.
45 derece açılı tüpün üst kısmında değiştirilebilir bir oküler bulunmaktadır. Alt kısmında ise objektiflerin sabitlendiği bilye yataklı ve dört objektif yuvalı hareketli bir revolver vardır.

Bir mikroskobun büyütmesi şu şekilde hesaplanır: MİKROSKOP BÜYÜTMESİ= OKÜLER X OBJEKTİF
(Örneğin oküler 5x, objektif 40x olan bir mikroskobun büyütmesi = 5 X 40 = 200 olur.) Mikroskopta aydınlatma bir tarafı düzlem/ iç bükey ayna ve tablanın altındaki iris diyafram İle yapılmaktadır.

 


Mikroskopta inceleme esnasında yapılması gerekenler şunlardır:
( Görüntünün odaklanması )
1-Preparatı ( lam ve lameli ) nesne tablasının üzerindeki sıkıştırma klipslerinin altına yerleştirin.
2-Her zaman için en düşük büyütme seviyesi olan objektif ile çalışmaya başlayın.
3-Kaba ayar düğmesi ile nesne tablasını en üst seviyeye çıkartıncaya kadar tablanın kenarına bakın.
4-Daha sonra tüpe bakarak preparattaki görüntü belirinceye kadar kaba ayar düğmesini aşağıya doğru çevirin.
5-Kaba ayar yapıldıktan sonra ince ayar düğmesi ile keskin bir görüntü alıncaya kadar ayar yapın.
6-Büyütmeyi arttırmak için hareketli revolveri saat yönünde çevirerek ve her objektif değişikliğinde sadece ince ayar düğmesini ayarlayarak görüntüyü odaklayabilirsiniz.
7-Her büyütmede ışığa gereksinim artacağından iris diyafram daha fazla açılmalıdır.


Mikroskop kullanımından sonra dikkat edilmesi gereken hususlar:
1- Mikroskop sadece gövde kolu üzerinden tutulmalı ve taşınmalıdır.
2-Objektifi tüpteki oküler ile birlikte en düşük büyütme seviyesine getirip bırakınız.
3-Aydınlatma sistemini kapatmayı unutmayınız.
4-Toz, mikroskop ve optik aksamın en kötü düşmanıdır. Bu nedenle mikroskobun hassas iç bölümlerine tozun girmesini engellemek için herhangi bir objektifi veya oküleri kesinlikle mikroskop üzerinden çıkartmayınız.
5-Eğer mikroskobun gövdesi ve tablası tozlu ise, tozun silinmesi için yumuşak pamuklu bez parçası kulanınız.
6-Tüm bu işlemlerden sonra artık mikroskobu koruma örtüsüyle örtebilirsiniz. (veya çantasına yerleştirebilirsiniz. )


MİKROSKOBU TANIYALIM

MİKROSKOBU TANIYALIM

 

Mikroskop, çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük cisimlerin birkaç mercek yardımıyla büyütülerek görüntüsünün incelenmesini sağlayan bir alettir.
17. asırda Hollandalı Antoni Van Leeuwenhoek ve İngiliz Robert Hooke bulmuşlardır.
 

MİKROSKOP

1.mekanik kısım
2.optik kısım

MEKANİK KISIM


Mikroskop ayağı :Genellikle iyi denge sağlayacak nal şeklinde olup, mikroskobun bütün ağırlığını taşıyan kısmıdır.

Mikroskop gövdesi :Mikroskobun diğer parçalarının monte edildiği madeni kısmıdır.

Mikroskop tablası aire veya kare şeklinde olabilen sabit ve bazen hareket edebilecek şekilde, ortasında aynadan (ışık kaynağından) yansıyan ışığın geçmesine yarayan bir deliği bulunan kısımdır. Tabla, preparatı koymaya yarar. Üzerinde kendisini hareket ettiren vidalar ve preparatı sabitlemede kullanılan tutucular bulunur.

Mikroskop tüpü:İç içe geçmiş iki madeni borudan ibarettir. Dış tüpü, düz bir dişliyle gövdeye tesbit edilmiştir. Bu kısım büyük ve küçük ayar vidalarıyla aşağı ve yukarı hareket edebilir. Bu sayede göze göre nesnenin (objenin) net görülmesi ayarlanmış olur.

OPTİK KISIM


*OKÜLER: farklı büyütmelere sahip, göze gelen tarafta bulunan yakınsak bir mercekten ibarettir. Objektifin meydana getirdiği gerçek görüntüyü büyüterek zahiri bir görüntü verir.
* OBJEKTİF : cisme yakındır, cismin büyütülmüş ters görüntüsünü verir. Büyütme dereceleri her ikisinde farklı büyüklüklerde olabilir. Mesela, bir ışık mikroskobunda objektif büyütmesi, 100x,40x,10x olabildiği gibi, oküler büyütmesi de 5x, 10x, 20x olabilir. (Büyütmeler x işaretiyle belirtilir.) Mesela objektifi 100x; oküleri 20x büyütme oranına sahip mikroskobun büyütmesi 2000x olarak tarif edilir
STEREOSKOPİK MİKROSKOPLAR: iki gözle bakılarak üç boyutlu görüntü sağlanan genelde biyoloji laboratuarlarında kullanılır.

POLARİZASYON MİKROSKOBU : Genellikle boyanmış ve canlı hücreleri incelemeye uygun olan bu mikroskop hücre ve dokuların bazı kısımlarını polarize ışığa gösterdikleri özel tepkilerden hareketle geliştirilmiştir.

İNTERFERENS MİKROSKOBU : Bir ışık demeti örnekten geçerken diğeri ise ışıktan geçemeyen ışık demetidir,değişik bölgelerin farklı yoğunlukları sayesinde kırılma indisleri ile farklılıkları ortaya koyar ve renkli bir görüntü oluşumunu sağlar.

METALURJİ MİKROSKOBU: Maden parçaları ışığı geçirmediği için mikroskoba kuvvetli bir ışık kaynağı ilave edilmiştir. Kaynaktan gelen ışık incelenecek cisme çarptırılarak objektife yansıyan ışıklardan inceleme yapılır.

ELEKTRON MİKROSKOBU: Elektron mikroskopta görüntü elde etmede elektron kullanılarak görüntü birkaç milyon defa büyütülebilmektedir. Bu kadar büyütme özelliği, elektronun dalga boyunun ışık dalga boyundan birkaç bin defa daha küçük olmasındandır. Elektron mikroskop, ilmi araştırmalarda, atom ve virüs gibi çok küçük yapıların incelenmesinde kullanılır.

KARANLIK ALAN MİKROSKOBU : Boyanmış ya da canlı örneklerin incelenmesinde kullanılır.Karanlık Alanda özel bir kondansör yardımı ile ışıklı bir görüntü oluşturmaktadır.radyografi ve tıpta kullanılır.


FLUORESCENS MİKROSKOP : Aydınlanmasında güçlü kaynaklar kullanan (ultra viole ışınlerı yayan ,civa veya xenon yakan arka lambaları)bir mikroskop çeşididir.Parazitoloji ve bakteriolojide önemli yer tutarlar.

CONFOCAL LASER SCANNİNG MİKROSKOP: Işık kaynağı lazer olan optik mikroskoplarla Scanning Elektron mikroskop arasında bir mikroskop çeşididir.Fluoresens işaretleyicilerle işaretlenen nükleik asit dizileri bu mikroskopla incelenmektedir.

SAHA EMİSYON MİKROSKOBU : Metal veya yarı iletkenlerin yüzey görüntülerinden kristal yapılarını incelemek için, saha emisyon mikroskopları kullanılır. Çok yeni bir teknik olan bu mikroskopları elektron ve optik mikroskoplardan ayıran özellik, cisimden ışık veya foton geçirmek yerine cismin kendisinden elektron veya iyon koparma (emisyon) olayıdır. Emisyon elektrik sahası ile sağlanır. İncelenecek metalden kopan elektronlar televizyon tüpüne benzer bir ekran üzerine düşerek kristal yapıya göre izler bırakır. Kristal yapının ekrana düşen bu görüntüsü ayrıca fotoğraflanabilir. Elektron mikroskop kadar büyütme özelliği vardır. Görüntü çok net ve teferruatlıdır.

ATOMİK KUVVET MİKROSKOBU : Atomik kuvvet mikroskobu(AFM) kullanılarak atomik boyutta görüntüler elde edilerek yüzey çalışmaları yapılmaktadır.Radyasyon malzeme etkileşimleri açısından büyük öneme sahip olan polimerlerin ve ileri teknoloji ürünü süper iletkenlerin yapımı ve karakter çalışmaları da yapılmaktadır.


Mikroskop Kullanırken Dikkat Edilmesi Gereken Kurallar


A-MİKROSKOBUN BAKIMI:
1- mikroskobu daime iki elle taşıyın. Bir elinizle kolu sıkıca tutarkenA. diğer elinizle ayağın altından tutun.

2- mikroskobunuzun elektrikli aydınlatma kısmı varsa kabloların altta kalıp ezilmemesine dikkat edin.

3- baktığınız preparat sıvı damlası ile hazırlanmışsa mikroskobun gövdesini eğik duruma getirmeyin.

4- mercekleri yumuşak ve tüysüz bir bez ile silin.

5- mikroskobu yerine kaldırırken daima en küçük objektifi kullanır duruma getirin.

B-MİKROSKOBUN KULLANIMA HAZIRLANMASI


1-en küçük objektifi kullanma durumuna getirin( çıt sesini duyun)

2- ışık, tablanın ortasından geçecek şekilde aynayı ayarlayın. Diyaframı açıp kapatarak en uygun ışığın geçmesini sağlayın.

3- merceklerin temizliğini kontrol edin.

4- büyük objektifi kullanırken preparat ile arasında kalan mesafe az olduğundan merceklerin kırılma ihtimali vardır.

C-MİKROSKOBUN KULLANILMASI


1- incelenecek objeyi temiz bir lam üzerine koyun.
2- lameli 45 °lik açı yapacak şekilde tutun ve bırakın.Tırnak ucu ile hafifçe lamele vurularak, arada kalmış olan hava kabarcıkları çıkartılabilir.
3- bakılacak objeyi lam ile lamel arasına yerleştirerek hazırladığınız preparatı mikroskobun tablasına koyun ve maşalarla sabitleyin.
4- objektifi en küçük ayara getirin. Preparata bakarken, kaba ayar vidasını çevirerek görüntüyü ayarlayın.
5- okülerden bakın, görüntüyü ayarladıktan sonra kaba ayar vidasını bırakıp, ince ayar vidası ile netlik ayarını yapın.
6- daha büyük görüntüler elde etmek için objektif değiştirince kaba ayar vidası ile oynamayın.( objektifin değiştirilmesi görüntü ayarını bozmaz sadece netliğini değiştirir)


MİKROSKOP VE KULLANILMASI

MİKROSKOP VE KULLANILMASI

Mikroskop, gözle görülemeyecek kadar küçük olan objeleri incelemek için yapılmış bir araçtır. Gözümüz genellikle 0,1 mm den daha küçük objeleri ayırt edemez. Mikroskop, bu sınırın ötesindeki objeleri görmemizi sağlayarak, gözün görme sınırını genişletmiş olur. Mikroskobun esası bazı mercek sistemlerine ve bu mercekler yardımıyla objelerin büyütülmüş görüntülerinin elde edilmesine dayanır. Mikroskopta bu optik kısımdan başka ona desteklik yapan ve ayarlama için kullanılan mekanik kısımlar da vardır. Şekil’ de görülen tek okülerli mikroskop en çok kullanılan mikroskop çeşididir.
Mikroskobu kullanırken objeyi ne kadar büyüttüğümüzü bilmemiz önemlidir. Büyütmeyi hesaplamak için oküler üzerindeki sayıyı, kullanmakta olduğumuz objektif üzerindeki sayı ile çarpmamız gerekir. Örneğin, oküler üzerinde 10x ve objektif üzerinde 43x yazılı ise büyütme 10 x 43 = 430 defa oluyor demektir.


MİKROSKOBUN KULLANILMASI

A.Mikroskobun Bakımı: Mikroskop, itinalı bir bakımı gerektiren pahalı bir araçtır. Mikroskop kullanırken aşağıdaki kurallara uyulmalıdır:

1- Mikroskobu daima iki elle taşıyınız. Bir elle kol sıkıca tutarken diğer elinizle ayağın altından tutunuz.
2- Mikroskobunuzu masa üzerine koyarken çok kenara koymayın .Eğer mikroskobunuzda elektrikli aydınlatma tesisatı varsa tellerin mikroskop ayağı altında kalıp ezilmemesine dikkat ediniz. Mikroskopla çalışırken masanın üzerinde gerekli araç ve gereçlerden başka bir şey bulundurmayınız.
3- Baktığınız preparat bir sıvı damlası ile hazırlanmış ise mikroskobun gövdesini eğik duruma getirmeyiniz.
4- Mikroskobun merceklerinin değeri yaklaşık mikroskobun yarı fiyatı kadardır. O yüzden yumuşak tüysüz bir bez veya yumuşak kağıttan başka bir şeyle silmeyiniz.
5- Mikroskobu yerine kaldırırken daima en küçük objektifte bırakınız.

B.Mikroskobun Kullanılmaya Hazırlanması :

1-En küçük objektifi kullanma durumuna getiriniz .
2-Işık, tablanın ortasındaki delikten geçecek şekilde aynayı ayarlayınız. Diyaframı açıp kapayarak obje için en uygun miktarda ışık geçmesini sağlayanız.
3- Merceklerin temizliğini kontrol ediniz.
4- Önemli faktörlerden biri de obje ile objektif arasında kalan mesafedir. Fazla büyütmede bu mesafe çok azdır.Bu yüzden büyük objektifi kullanırken baktığınız cismi parçalama ihtimaliniz büyüktür.

C.Mikroskobun Kullanılması :

1- Bir gazeteden H harfi kesiniz. Bunu temiz bir lam üzerine koyarak damlalıkla bir damla su damlatınız.
2- Lameli kapatmadan önce biraz bekleyiniz. Lameli lam ile 45 lik bir açı yapacak şekilde tutunuz ve yavaşça bırakınız.
3- Preparatı mikroskobun tablası üzerine koyunuz ve maşalarla sıkıştırınız H harfini tabladaki deliğin ortasına getirinceye kadar preparatı hareket ettiriniz. En küçük objektifi kullanma durumuna getiriniz.Objektife bakarken kaba ayar vidasını çeviriniz.
4- Okülerden bakınız ve bu sırada tüpü yavaş yavaş yukarı doğru hareket ettiriniz.H harfi belirgin hale geldikten sonra ince ayar vidası ile netleştiriniz. Preparatın yerini oynatmadan büyük objektifi çeviriniz.


PREPARAT HAZIRLANMASI

PREPARAT HAZIRLANMASI

Toplanan çeşitli hayvan ve bitkiler laboratuarda incelenirken çeşitli kesitler alınır ve bu kesitlerin bazıları atılamayacak kadar güzel örneklerdir. Ayrıca mikroskobik canlılardan elde edilmesi güç olanlarına da rastlanacaktır.
Bu durumlar düşünülerek herkesin yapabileceği ve alışkanlık kazandıkça daha iyi sonuçlar alınabilecek bir yöntemdir Gliserin – Jelatin yöntemi.
Önce Gliserin – Jelatin denilen monte ortamın hazırlanışını görelim. 3 gr. Jelatin 18cc damıtık su içine küçük parçalara ayrılmış olarak konur. Bir saat kadar bekletilerek Jelatin parçalarının suyun içinde iyice yumuşamaları sağlanır. Sonra su içinde yumuşayan jelatin parçaları suyu ile birlikte büyükçe bir tüpe konur. Tüp su banyosu içinde ısıtılır. Jelatin su içinde iyice eridikten sonra üzerine, soğumadan, 21cc yoğun gliserin dökülür. Isıtma ve karıştırılmaya biraz daha devam edilir. En sonunda tüpe 1 gr fenol eklenir. Bu gliserin – jelatinin zamanla küflenmesini önler. Sonunda tüp boyunca bir cam çubuk kesilir ve bir lastik tıpanın ortasından geçirilerek tüpün ağzı cam çubuklu tıpa ile kapatılır. Bu hazırladığımız maddeye kısaca G-J de denir.


PREPARAT YAPMA

Hazırlanan G-J ile daha çok bitki kesitlerinin ve çeşitli bölümlerinin preparatları yapılmakla birlikte hayvanlardan bazılarının preparatlarının yapımında da iyi sonuç alınıyor. örnek verecek olursak taze bitkiden alınmış kesit % 70’lik alkole atılarak hücreleri öldürülür. Sonra suyu alınır ve sonra gliserin içine konur. En sonunda G-J içinde lam lamel arasına yerleştirilir. Kesitleri kalın ve kaba kısımlardan alınmışsa önce gliserin içine konur daha sonra G-J içinde monte edilir. Çok nazik kısımlardan alınmış olan kesitler önce suya, sonra alkole, sonra yeniden suya alınır. Bundan sonra temiz bir lam üzerine konulur ve lamel kapatılır. Lamelin bir kenarına bir damla gliserin damlatılır. Lamelin altındaki bitkinin suyu buharlaştıkça gliserin yavaş yavaş kesite geçer. Bunun gerçekleşmesi için biraz beklemek gerekir. En sonunda lamel yavaşça kaldırılıp kesitin bulunduğu yere ısıtılarak eritilmiş bir damla sıcak G-J damlatılır. Zaman geçirilmeden üzerine lamel kapatılır. Lam ve lameller iyice temizlendikten sonra lam üzerine yukarıdaki işlemlerden geçmiş olan kesit konulur. Bunun üzerine bir damla sıcak G-J damlatılır. Zaman geçirilmeden lamel kapatılır. Eğer bu işlem soğuk bir yerde yapılıyorsa lam önceden eli yakmayacak kadar ısıtılmış olmalıdır. Durum tersine ise G-J konulduğu yerde hemen donarak işlemin bozulmasına neden olur. Lamel kenarlarından taşan G-J jiletle kazınır. Lamelin çevresine birkaç kat olmak üzere bir kibrit çöpü ile kanada balzamı sürülür ve kurumaya bırakılır. Sürülmüş olan balzam iyice kuruduktan sonra lamın iki başında kalan boş kısımlara etiket yapıştırılarak bunlar üzerine tarih, kesitin adı vb yazılır.
Örnek olması bakımından basit yengeçlerden Su piresi nin monte edilişini görelim: Hayvan bir pipetle saat camına alınır. Bunlar üzerine damla damla ve aralıklı olarak % 96’lık alkol eklenir. Bir süre sonra hayvanlar bayılır ve daha sonra ölürler. Saat canımdan suyun fazlası boşaltıldıktan sonra buradan alınacak hayvanlar temiz bir lam üzerine konulur. Üzerine G-J damlatılarak lamelle kapatılır. Bundan sonraki işlemler bitkilerde olduğu gibi yapılır. Dikkatle yapılırsa eğer uzun yıllar bozulmadan kalır.
 

Yasemin Angin


Hücre Nedir?

Hücre

 

Canlıların temel yapı ve işlevsel birimi hücredir. Bütün canlılar bir ya da daha fazla hücreden meydana gelmiştir. Kalıtım materyali hücrede bulunur. Modern Hücre Teorisi'ne göre yeni hücreler varolan hücrelerin çoğalması ile oluşur.

Bu teoriyi şöyle açıklayabiliriz: Canlılarda gördüğümüz her türlü yapısal ve işlevsel faaliyeti hücrede görebiliriz. Yani bir hücre büyüme, boşaltım, üreme, hareket gibi, canlılığa özel işlevleri tek başına yerine getirebilir.

Bütün canlılar hücrelerin biraraya gelmesiyle oluşmuştur. Tek bir hücreden meydana gelen amip, terliksi hayvan ve milyarlarca hücreden meydana gelen insan. Canlılığın en büyük özelliklerinden birisi hücresel yapıya sahip olmalarıdır.

Her türlü özelliğimizin oluşmasını sağlayan kromozomlar hücrede bulunur. Kromozomlar, prokaryot (ilkel çekirdekli) canlılarda stoplazma içerisine dağılmış olarak bulunurken, ökaryot (gerçek çekirdekli) canlılarda çift kat zarla çevrili çekirdek organelinin içerisindedir. Kromozomlar sayesinde ana-babadaki özellikler, genç hücrelere ve tabii ki yavrularına geçer.

Anorganik ve organik evrim süreci dışında hiçbir hücre, durduk yerde ortaya çıkmaz. Ancak varolan hücrelerin mitoz veya mayoz bölünme geçirmesiyle oluşur. Mitoz bölünme, bir hücreden aynı özellikleri taşıyan iki yavru hücrenin meydana gelmesidir. Büyüme ve gelişme sırasında vücut hücrelerimiz bolca mitoz bölünme geçirerek çoğalırlar.

Mayoz bölünme ise, bir hücreden dört yavru hücrenin meydana gelmesidir. Üreme hücrelerinde görülen bir bölünme şeklidir. Canlıların çeşitlenmesine ve farklı özellikler kazanmasına olanak sağlar.

Hücrenin Bölümleri

Hücre Zarı

Singer-Nicholson adlı iki bilim adamı tarafından ortaya atılan "Akıcı-Mozaik Zar Modeli" ile açıklanır. Bu modele göre hücre zarı, tek katlı lipid tabakasından meydana gelmiş, karbonhidrat ve protein molekülleri lipid tabakasına gömülü durumdadır. Lipid tabakası sürekli hareket halindedir.

Stoplazma

Hücre zarı ile çekirdek arasını dolduran canlı sıvıdır. Büyük bir kısmı sudur. Içerisinde organel denilen çeşitli görevleri üstlenmiş ve özelleşmiş yapılar bulunmaktadır.

Endoplazmik Retikulum

Çekirdek zarı ile stoplazma ya da hücre zarı arasında uzanan iletimle görevli kanal ve borucuklar sistemidir.

Golgi Aygıtı

Hücrenin bazalında bulunan iç içe geçmiş tabak görünümünde zar sistemidir. Yağ sentezi ve lizozomların paketlenmesinde görevlidir.

Lizozom

Tek katlı zarla çevrili, içerisinde sindirim enzimleri bulunduran organeldir.

Mitokondri

Hücrenin enerji santralidir. Oksijenli solunumun gerçekleştiği yerdir.

Kloroplast

Sadece bitki hücrelerinde bulunan bu organel, fotosentezin yani besin üretiminin gerçekleştiği yerdir.

Sentrozom

Bu organel sadece hayvan hücrelerinde bulunur ve bölünme esnasında kromozomların kutuplara taşınması görevini üstlenmiştir.

Çekirdek

Hücrenin en önemli organeli ve yöneticisi konumundadır. Dış tarafı çift kat zarla çevrili, içerisi ise karyoplazma denilen sıvı madde ile doludur. Ayrıca kromozomlar ve çekirdekçik de burada bulunur.


Hayvan ve bitki hücresi özellikleri ve organellerin görevleri

HÜCRE


• Canlıların bütün özelliklerini ve hayat olaylarını inceleyen bilim dalına biyoloji denir.
• Zooloji:Hayvan bilimi
Botanik:Bitki bilimi
Anatomi:Yapı bilimi.Vücudun iç yapısını inceler.
Morfoloji:Şekil bilimi.Vücudun dış yapısını inceler.
Histoloji:Doku bilimi.
Sitoloji:Hücre bilimi.
Protoloji:Tek hücrelileri inceler.
İhtiyoloji:Balıkları inceler.
Ornitoloji:Kuşları inceler.
Entamoloji:Böcekleri inceler.
Ekoloji:Çevre bilimi.
Taksonomi:Sınıflandırma bilimi.
Genetik:Gen bilimi


• Hücre teorisi
1)Bütün canlılar hücrelerden meydana gelmiştir.
2)Hücreler bağımsız hareket ettikleri halde birlikte iş görürler.
3)Hücreler bölünerek çoğalırlar.
• Tek hücrelilerde bütün olaylar hücre içerisinde gerçekleşir.İş bölümü ve doku oluşumu yoktur.Çok hücrelilerde bütün olaylar hücre grupları arasındaki iş bölümü ile olur.
• En basit çok hücreli yada en karmaşık tek hücreli Volvox’ tur.
• Volvox' ta işbölümü vardır ama doku oluşumu yoktur.
• Tek hücrelilerin oluşturduğu topluluğa koloni denir.
• Bilinen en büyük hücre deve kuşu yumurtasıdır.Bilinen en uzun hücre ise sinir hücresidir.
• Hücre 3 kısımda incelenir.1) Hücre zarı 2) Sitoplazma 3) Çekirdek

1) HÜCRE ZARI
• Yağ,protein az miktarda karbonhidrattan oluşur.Hücre zarının yapısı akıcı-mozaik zar modeli ile açıklanır.Bu modele göre zar; yağ denizinde yüzen proteinlerden oluşmuştur.
• Karbonhidratlar hücre zarındaki yağlarla birleşerek glikolipid, proteinlerle birleşerek glikoprotein şeklinde bulunur.Bunun sağladığı avantaj ise hücrelerin birbirini tanıması ve bağışıklıktır.Hücre zarının özgüllüğünü veren kimyasal madde glikoproteindir.Glikolipidi ve glikoproteini golgi sentezler.
• Madde giriş-çıkışı proteinler üzerindeki porlardan olur.
• Zarın özellikleri : Canlıdır,saydamdır,esnektir ve seçici geçirgendir.
• Zardaki proteinler enzim görevi yapar.
• Zarın görevleri : Hücreyi dağılmaktan korur.Hücreye şekil verir.Hücreyi dış etkilerden korur.Madde alışverişini sağlar.
• Zarın seçici-geçirgen olması onun canlı olduğunu gösterir.
• Hücre çeperi cansızdır,esnek değildir,tam geçirgendir.Hücrenin dayanıklılığını arttırır, hücreye şekil verir.Üzerindeki deliklere geçit denir.Selülozik yapıdadır.Prokaryot hücrelerde de bulunur ama yapısı selülozik değildir.


2) SİTOPLAZMA
• İki kısımdır.
a) Sıvı kısım:Su,protein,yağ,karbonhidrat,mineral,vitamin,RNA çeşitleri,nükleotidler,ATP ve
enzimler gibi organik ve inorganik maddelerden oluşmuştur.Görevi:1) Biyokimyasal reaksiyonlar için zemin oluşturmak.2) Organellere yataklık etmek.3) Rotasyon ve sirkülasyon hareketleri ile organellerin hareketini sağlamak.
b) Organeller:Özel yapı ve görevi olan sitoplazmik cisimlerdir.

ENDOPLAZMİK RETİKULUM
• Hücre zarından çekirdek zarına kadar uzanan zarlı kanallar sistemidir.
• Memeli alyuvarı hariç bütün çekirdekli hücrelerde bulunur.
• Hücre içine ve dışına madde taşır.Bazı maddeleri depolar.(Ca ve protein).Çekirdek zarı ve golgiyi yapar.Hücreyi bölmelere ayırarak,sitoplazmadaki asidik ve bazik tepkimelerin birbirini etkilemeden yapılabilmesini sağlar.
• Üzerinde ribozom bulunanlarına granüllü ER; bulundurmayanlara da granülsüz ER denir.
Granüllü ER enzim salgılayan hücrelerde,granülsüz ER yağ sentezleyen hücrelerde çoktur.

GOLGİ
• Çekirdeğe yakın bulunur.Hücre zarı yapımına katılır.
• Salgı maddelerin yapılması,paketlenmesi ve salgılanmasından sorumludur.Onun için süt bezi, tükrük bezi,ter bezi gibi salgı yapan hücrelerdeki sayısı diğer hücrelerdekilere oranla daha fazladır.
• Enzimleri paketliyerek lizozomu oluşturur.Hücre zarı yapımına katılır.
• Glikoprotein,lipoprotein,mukus,bağ dokusu ara maddesi ve ayrıca bitkilerde selülozlu maddeler salgılar.
• Memeli alyuvarı hariç bütün çekirdekli hücrelerde bulunur.

LİZOZOM
• Büyük moleküllü besinleri parçalar.Kurbağa larvalarında kuyruğun kopması,salgılama dönemi biten memelilerde süt bezlerinin körelmesi,pasif kalan kasların küçülmesi,harap olmuş dokuların, yaşlı alyuvarların ve vücuda giren mikropların yok edilmesi lizozom sayesindedir.
• Fagositoz ve pinositoz yapan hücrelerde çoktur.ÖRNEK:Akyuvar hücresi ve tek hücreliler.
• Lizozom parçalanırsa hücre kendini sindirir.Buna otoliz denir.
• Lizozomun etrafındaki zar golgiden oluşur.
İçerisindeki enzimler ribozomlarda üretilir.
Üretilen enzimler ER ile taşınır.
ER ile taşınan enzimler golgide paketlenerek lizozom oluşturulur.
• Yani lizozomun oluşmasında ribozom,golgi ve ER etkilidir.
NOT 1 : (Bazı kitaplara göre)Hayvanlara özgüdür.Bitkilerde ise lizozom benzeri yapılara
fitolizozom denir.

RİBOZOM
• Bütün hücrelerde bulunan en küçük organeldir.
• Protein ve rRNA'dan oluşur.Çekirdekçikte üretilir.
• Zarsızdır ve iki birimdir.Üst birim(büyük birim) protein,alt birimse(küçük birim) rRNA'dan
oluşur.
• Protein ve enzim sentezler.
• Granüllü ER ve çekirdek zarı üzerinde,mitekondri ve kloroplastın sıvısında ve ayrıca sitoplazma da bulunabilir.
• Yoğun protein sentezi sırasında yan yana gelerek polizomları oluştururlar.
• Her canlıda ribozomların farklı olmasının sebebi rRNA' ların farklılığındandır.
• Bir hücrenin canlılığını sürdürebilmesi için mutlaka ribozoma ihtiyacı vardır.(Enzimlerden
dolayı)
• Enzim salgılayan bez hücrelerinde sayısı daha fazladır.

MİTEKONDRİ
• Çift zarlıdır.İç zar kıvrımlıdır.Kıvrımlara krista,zarların arasını ve içini dolduran sıvıya matrix
denir.
• Oksijenli solunum yaparak enerjinin üretildiği ve depolandığı yerdir.
• Enerji ihtiyacı fazla olan kas,sinir ve karaciğer gibi hücrelerde sayısı daha fazladır. Bulundukları hücreninde enerjiye en çok ihtiyaç olan bölümlerinde toplanırlar.
ÖRNEK:Sinirlerin sinaps bölgelerinde,spermlerin kuyruklarında ve kasların kasılma bölgelerinde
çok bulunur.
• Kendine ait DNA,RNA,ribozom ve ETS'si bulunur.Kendi DNA'sı olmasına rağmen hücre
DNA'sına bağımlıdır.
• Bitkilerde mesozom ve klorofil bulunduğundan dolayı mitekondri miktarı daha azdır.
• Prokaryotlarda ve memeli alyuvarında bulunmaz.

SENTROZOM
• Bazı su yosunu,mantar,hayvan ve insan hücrelerinde bulunur.
• Sentriol denilen iki alt birimden oluşur.
• Hücre bölünmesi sırasında kendini eşleyerek zıt kutuplara çekilir ve iğ ipliklerinin oluşmasını sağlar.
• Hücre dışına uzanan kirpik,kamçı,sil gibi yapıları oluşturur.
• Sentrioller dikine duran dokuz çift tüpçükten oluşur.



PLASTİDLER
• Sadece bitki hücrelerinde bulunan renk maddesidir.3 tiptir.

a) Kloroplast
• Bitkiye yeşil rengini verir.
• Çift zarlıdır.İç zarı katmanlıdır.Bu katmanlara grana,içini dolduran sıvıya ise stroma denir.
• Fotosentez yaparak besin üretir.
• Kendine has DNA,RNA,ribozom ve ETS'si bulunur.
• Granalar içinde bitkiye yeşil rengini veren ve fotosentez için gerekli ışığı absorbe eden
klorofil vardır.
• Bütün bitki hücrelerinde bulunmaz.ÖRNEK:Kökte.
b) Kromoplast
• Bitkilerde meyve ve çiçeklerin rengini verir.Likopin(kırmızı),ksantofil(sarı) ve karoten (turuncu) olmak üzere üç çeşittir.
• Bitkilerde diğer renkler koful öz suyunun asit veya baz oluşuna göre renk değiştiren
"antokyon" denen maddeler ile oluşturulur.
c) Lökoplast
• Renksizdir.Genelde kök,gövde ve tohumda bulunur.
• Nişasta,yağ ve protein depolar.
• Işıkla karşılaşınca kloroplastlara dönüşür.


KOFUL
• ER'dan,golgiden,hücre zarından ve lizozomdan oluşabilir.
• Hayvansal hücrelerde az ve küçük,bitkisel hücrelerde ise gençken küçük,yaşlandıkça büyürler.Çünkü tuzlu artıklar kofullarda biriktirilir.
• Hücre içi osmatik basınç ve pH'ı ayarlar.
• Kofulda bulunan su turgor basıncı oluşturarak hücreye diklik ve direnç verir.
• Metabolizmanın aktiflik derecesini belirler.Eğer koful büyük ve sitoplazmada miktarı çok ise
metabolizma yavaşlar.
Besin kofulu : Fagositoz ve pinositozla alınan besinlerin bir zarla çevrilmesiyle oluşur.Akyuvarlar mikropları fagositoz ve pinositozla aldığında dolayı,akyuvarlarda daha fazla sayıda besin kofulu bulunur.
Kontraktil (vurgan) koful : Tatlı su tek hücrelilerinde bulunan daimi kofuldur.Fazla suyu dışarı
atar.
Boşaltım kofulu : Artık maddeleri ekzositozla dışarı atar.

PEROKSİZOM
• Bitkisel ve hayvansal hücrelerde bulunan ve içerisinde katalaz enzimi bulunan organeldir.
• İçerisindeki katalaz enzimi H2O2 'yi H2O ve O2'ye parçalar.
• H2O2 hücre için çok tehlikelidir.Çünkü O2'nin reaksiyona girmesini yani solunumu önler.
• Sitoplazmanın pH derecesi 8,0'dır.

3) ÇEKİRDEK
• Hücreyi yönetir.Hücre bölünmesini sağlar.Kalıtım bilgisini taşır.4 bölümdür.
A) ÇEKİRDEK ZARI
• Çift katlı bir zardır.
• Üzerindeki deliklere por denir.Bunlar hücre zarındaki porlardan daha büyüktür.
• Hücre bölünmesi sırasında kaybolan bu zarın bölünmeden sonra yeniden yapılmasında ER
ve golgi görevlidir.
B) ÇEKİRDEK SIVISI
• Homojen görünümlüdür.İçerisinde bol miktarda ATP,nükleotit,ribozom ve protein bulunur.
C) ÇEKİRDEKÇİK
• Az miktarda DNA,bol miktarda RNA ve protein bulunur.Ribozom sentezi yapılır.Bakterilerde
yoktur.
D) KROMATİN İPLİK
• Hücrede en çok bulunan maddedir.
• DNA'nın kendisi olup kromozomları oluşturur.Kromozomlar DNA ve proteinden oluşmuştur.
Kalıtsal karakterleri taşır.Üreme ve büyümeyi sağlar.Hücreyi yönetir.


Hücre ve Organeller

HÜCRE
VARLIK: Duyu organlarımızla algılayabildiğimiz her şeye varlık denir.

CANLI VARLIK CANSIZ VARLIK
1- Tek Hücreliler(Ör: bakteri) Ör: madde
2- Çok Hücreliler(Ör: bitki- hayvan ve insan)

Canlıların, canlılık özelliği gösteren en küçük parçasına hücre denir. Hücreler yaşayan organizmaların yapısal ve fonksiyonel en küçük birimidir.
Hücreler gelişmişlik düzeyine göre ikiye ayrılır:
1-Prokaryot Hücreler: Bu hücrelerin zarlı organelleri ve belirgin bir zarla çevrili çekirdeği yoktur. Yalnızca hücre zarı, sitoplazma ve zarsız organel olan ribozom taşırlar. Kalıtım maddeleri (DNA) sitoplazmada bulunur. Örneğin bakteri, mavi- yeşil alg prokaryot hücrelidir.
2- Ökaryot Hücreler: Bu tip hücrelerin zarla çevrili çekirdeği, zarla çevrili organelleri, hücre zarı ve sitoplazması vardır. Örneğin protistler, mantarlar, hayvanlar, bitkiler ökaryot hücrelidir.
Ökaryot bir hücre dıştan içe doğru üç kısımdan oluşur:
I- Hücre zarı II- Sitoplazma III- Çekirdek
 

I-HÜCRE ZARI: Hücrenin en dışında yer alan ve hücreye şekil veren kısımdır. Hem bitkisel, hem hayvansal hücrelerde bulunur. Çift katlı, ince bir zar olan hücre zarı üzerinde madde alış verişini sağlayan delikler (porlar ) vardır. Hücre zarı canlı, saydam, esnek, seçici ve geçirgendir.
Zarın kimyasal yapısını, yağlar, karbonhidratlar ve proteinler oluşturur. Zarın yapısı hakkında iki model geliştirilmiştir: 1- Sandviç (birim zar ) modeli 2- Akıcı mozaik modeli.
Sandviç modeli zarın yapısını açıklar ancak madde alış verişini açıklayamadığı için kabul görmemiştir.
Akıcı mozaik modeline göre hücre zarı iki sıra yağ molekülü arasında serbest olarak bulunan protein ve glikoproteinlerden oluşur. Madde alış verişi zar yüzeyindeki porlarla sağlanır.

Hücre zarından geçebilen maddeler: Küçük moleküller ( glikoz, aminoasit, su, madensel tuzlar), yağda eriyen A, D, E, K vitaminleri, nötr moleküller (oksijen ve karbondioksit )’tir.

Hücre zarının görevleri:
1- Hücreyi dış etkenlerden korumak
2- Hücreye şekil vermek
3- Madde alış verişini kontrol etmektir.

Hücre Çeperi: Bitkisel hücrelerde hücre zarının dışında bulunur. Selüloz adı verilen ölü bir maddeden yapılmıştır. Hücre duvarının selülozdan yapılmış olması, hücrenin madde alış verişini engellemez. Çünkü hücre duvarında da porlar vardır. Hücre çeperi cansız, kalın dayanıklı, esnek olmayan, tam geçirgen ve selüloz yapıdadır.

II- SİTOPLAZMA: Hücre zarı ile çekirdek arasını dolduran, renksiz, yarı saydam, yumurta akı kıvamında (kolloid) bir sıvıdır. Sitoplazma canlıdır ve hücrenin bütün hayatsal faaliyetleri burada oluşur.
Büyük bir çoğunluğu sudan oluşan sitoplazmada, sudan başka, organik, inorganik maddeler, organeller, madensel tuzlar, hormonlar ve vitaminler de bulunur.
Organik Madde: Sadece canlıların yapısında bulunan yağlar, karbonhidratlar ve proteinler bu grubu oluşturur.
İnorganik Madde: hem canlıların, hem de cansızların yapısında bulunabilen su ve madensel tuzlar bu grubu oluşturur.
Organeller: Sitoplazmanın içinde yapıları ve görevleri birbirinden farklı küçük parçacıklar vardır. Bunlara organel denir.

ORGANELLER


ZARSIZ ORGANELLER

* ribozom

*sentrozom

TEK KAT ZARLI ORGANELLER

* endoplazmik redikulum

* golgi cisimciği

 * lizozom
* koful

ÇİFT KAT ZARLI  ORGANELLER
 * plastitler
* mitokondri

1- Ribozom: Protein sentezinin yapıldığı yerdir. Endoplazmik redikulumun çekirdek zarının üzerinde olabildiği gibi sitoplazma içinde serbest de olabilir. Aminoasit ve RNA bulundurur. Virüs hariç tüm canlılarda ribozom bulunur.
2- Sentrozom: Yalnızca hayvan hücresinde bulunur. Sentriol denilen birbirine dik iki silindirik yapıdan oluşur. Görevi, hücre bölünmesi sırasında iğ ipliklerini oluşturmaktır.
3- Endoplazmik Redikulum: Hücre zarı ile çekirdek arasında bulunur ve bunlar arasındaki ilişkiyi sağlar. Kıvrımlı bir yapısı olup, kanallar sistemidir. Hücre içi taşıma ve depolama sistemi olarak görev görür. İki çeşittir; ribozom taşıyanlar (granüllü e.r), ribozom taşımayanlar (granülsüz e.r). Granüllü endoplazmik redikulum, ribozom sayesinde protein sentezine yardımcı olur. Granülsüz endoplazmik redikulum ise yağ sentezine yardımcı olur.
4- Golgi Cisimciği: Yapı olarak endoplazmik redikuluma benzer. Endoplazmik redikulumun kıvrılıp, üst üste yassı kesecikler oluşturmasıyla meydana gelir.
Başlıca görevleri şunlardır: Salgı maddelerinin üretilmesini sağlar.( vücudumuzun tükürük, ter, süt bezlerinde çok bulunur.) Depo görevi görür. ( hücrede yağ ve protein sentezi arttığında şişerek, hacmi büyür.) Lizozom ve koful oluşumunda etkilidir. Sindirim enzimi üretir. Yağların sentezinden, hücre zarının yapım ve onarımından sorumludur.
Sperm ve alyuvar hücrelerinde golgi bulunmaz.
5-Lizozom: Yalnızca hayvansal hücrelerde bulunur. Bitki hücrelerinde benzeri yapılar vardır. Burada sindirim enzimleri bulunur. Görevi hücre içi sindirimidir. Hücre yaşlandığı zaman patlar ve hücrenin kendi kendini sindirmesini sağlar (intihar kesecikleri). Bu olaya otoliz denir. Ayrıca hücreye giren yabancı proteinleri ve protein yapısındaki maddeleri parçalarlar.
Karaciğer, dalak ve akyuvarlarda çok sayıda bulunur.
6-Koful: Daha çok bitki hücrelerinde görülür. Bitki hücrelerinde az sayıda ve büyük, hayvan hücrelerinde çok sayıda ve küçüktür. Bulunduğu hücrenin çeşidine göre depolama, sindirim, boşaltım gibi görevler üstlenir. Madde taşımacılığında etkilidir.
Tek hücrelilerde besin ve boşaltım kofulları gibi çeşitleri vardır.
7- Plastitler: Sadece bitki hücrelerinde bulunur. Hücre ile gelişerek, bulundukları ortama göre, farklı renk pigment taneciklerini oluştururlar ve renklere göre farklı görevler üstlenirler. Plastitler ışık etkisiyle birbirlerine dönüşebilirler.
Pigmentleri ve görevleri farklı plastitler üç çeşittir:
a) Kloroplast: Yeşil renk pigmenti olan klorofil taşırlar. Bitkilerin yapraklarında, ham meyve ve sebzelerinde, genç dallarında, otsu gövdelerinde bulunur. Kloroplastlar fotosentez olayını gerçekleştirir. Fotosentez sonucu besin ve oksijen üretilir.
b)Kromoplast: Sarı, kırmızı ve turuncu renk pigmentlerini taşırlar. Böylece bitki ve meyvelere renk verirler, vitamin üretip depolarlar. Kloroplastın değişimi ile oluşurlar.
c)Lökoplast: Renksiz plastitlerdir. Işık aldığında yeşil renkli kloroplastlara dönüşebilirler. Bitkinin tohumlarında, kök ve toprak altı gövdesi gibi depo organlarında bulunur. Lökoplastlarda protein, yağ ve nişasta gibi besinler depolanır.

III- ÇEKİRDEK: Hücrenin bölünme ve büyüme faaliyetlerini yöneten kısımdır. Ökaryot hücrelerde bulunur. Genellikle hücrelerde tek çekirdek bulunur. Görevleri; hücreyi yönetmek, kalıtım bilgisini taşımak ve hücre bölünmesini sağlamaktır.
Çekirdeğin yapısını dört kısımda inceleyebiliriz:
1-Çekirdek Zarı:
• Çekirdek içi ile sitoplazmayı birbirinden ayıran kısımdır.
• İki katlı olup, yapısı hücre zarına benzer.
• Üzerinde porlar bulunur ve tam geçirgendir (RNA ve ATP’yi geçirebilir.)
• Çekirdek ile sitoplazma arasında madde alış verişi sağlar.
2- Çekirdek Öz Suyu: :Çekirdeğin içini dolduran, yapı olarak sitoplazmaya benzeyen kısımdır. İçinde su, organik, inorganik maddeler, nükleik asitler (DNA, RNA) bulunur.
3- Çekirdekçik:
• Çekirdek öz suyunun yoğunlaşması ile oluşan kısımdır. Sayısı birden çok olabilir.
• Yapısında RNA ve proteinler bulunur.
• Protein sentezinde rol aldığı sanılmaktadır.
• Hücre bölünmesi esnasında kaybolur, sonra tekrar ortaya çıkar.
4- Kromatin İplikler: Çekirdek öz suyu içerisine dağılmış olan ağ ve yumak şeklindeki yapılardır. Hücrenin bölünmesi esnasında kısalıp kalınlaşarak kromozom haline dönüşürler. Kromozomlar protein ile genetik şifremiz olan DNA molekülleri taşırlar


Hücrenin Yapısı ve Görevleri

A- CANLILIK HÜCREYLE BAŞLAR :

1- Canlıların Ortak Özellikleri :
Çevremizdeki varlıklar canlı ve cansız varlıklar olarak iki grupta toplanırlar.
Cansız varlıklar katı, sıvı ve gaz halindeki maddelerden oluşur.
Canlı varlıklar insanlar, hayvanlar ve bitkilerden oluşur. Canlı varlıkların tamamında görülen özelliklere canlıların ortak özellikleri denir. Bütün canlılarda görülmeyen özellikler ise ortak değildir. (Fotosentez yapma, yer değiştirme, iskelete sahip olma…).

Canlıların Ortak Özellikleri Şunlardır ;
1- Hücrelerden oluşma.
2- Beslenme.
3- Büyüme ve gelişme.
4- Hareket etme.
5- Solunum yapma.
6- Boşaltım yapma.
7- Çoğalma yani üreme.
8- İrkilme yani tepki verme.


2- Hücrenin Yapısı ve Görevleri :
Bir canlıyı oluşturan en küçük yapı birimine hücre denir. (Bir canlının canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine hücre denir).
Doğada yaşayan canlıların tamamı hücrelerden oluşmuştur. Canlılardan bazıları tek bir hücreden, bazıları da çok sayıda hücreden oluşmuştur. Her canlıyı oluşturan hücrelerin sayısı ve büyüklüğü aynı değildir. Canlıyı oluşturan hücrelerin görevlerine göre şekli ve büyüklüğü farklı olabilir. (Bilinen en küçük hücre, bakteridir. En büyük hücre deve kuşu yumurtasının sarısı, en uzun hücre de yaklaşık 1 m uzunluğunda olan sinir hücreleri örnek olarak verilebilir).
Hücre gözle görülemeyip mikroskopla incelenir. Mikroskopla canlıları ilk inceleyen bilim adamı Lövenhuk’ tur. (16.yy da terzilik yaparken büyüteçte kumaşları incelerken mikroskobu bulmuştur). Lövenhuk incelediği göl suyunda tek hücreli canlıları görmüştür.
Hücre ilk defa 1665 yılında İngiliz bilim adamı Robert Hook tarafından bulunmuştur. Robert Hook şişe mantarını incelerken gördüğü boş odacıklara (bal peteği şeklinde) hücre adını vermiştir.

a) Hücre Sayısına Göre Canlı Çeşitleri :
Doğada yaşayan canlıların tamamı hücrelerden oluşmuştur. Canlılardan bazıları tek bir hücreden, bazıları da çok sayıda hücreden oluşmuştur. Bu nedenle canlılar hücre sayısına göre tek hücreli canlılar ve çok hücreli canlılar olarak iki grupta toplanırlar.

1- Tek Hücreli Canlılar :
Tek bir hücreden oluşan canlılara tek hücreli canlılar denir. Bakteriler, amip, mantarlar, öglena, terliksi hayvan (paramesyum) ve mavi – yeşil algler tek hücreli canlılardır.

2- Çok Hücreli Canlılar :
Çok sayıda hücreden oluşan canlılara çok hücreli canlılar denir. İnsanlar, hayvanlar, bitkiler çok hücreli canlılardır. Çok hücreli canlılarda dokular bulunur).

b) Hücre Çeşitleri :
Hücreler gelişmişlik düzeyine göre prokaryot (ilkel) hücreler ve ökaryot (gelişmiş) hücreler olmak üzere ikiye ayrılır.

1- Prokaryot (İlkel) Hücreler :
En basit yapılı hücrelerdir. Prokaryot hücrelerde çekirdek zarla çevrilmemiştir ve kalıtsal madde (DNA) sitoplazma içinde dağınık haldedir. Prokaryot hücrelerde hücre zarı, sitoplâzma ve zarsız organel olan ribozom bulunur. Ribozom dışında organelleri bulunmaz. Bakterilerin ve mavi – yeşil alglerin (su yosunlarının) hücreleri prokaryot hücredir.

2- Ökaryot (Gelişmiş) Hücreler :
Çekirdeği ve organelleri zarla çevrilmiş olan hücrelere ökaryot (gelişmiş) hücreler denir. Ökaryot hücreler hücre zarı, sitoplâzma ve çekirdek olmak üzere üç kısımdan oluşurlar.
Bazı tek hücreli canlıların, mantarların, bitkilerin, insanların ve hayvanların (çok hücreli canlılar) hücreleri ökaryot hücredir.

c) Hücrenin Görevleri :
Canlıların yaşamlarını sürdürebilmek için yaptığı beslenme, solunum, dolaşım, boşaltım, sindirim, üreme, büyüme, gelişme, gibi faaliyetlere yaşamsal faaliyetler denir. Canlılarda gerçekleşen yaşamsal faaliyetlerin tamamı hücre tarafından yapılır. Yani hücrenin görevi, yaşamsal faaliyetleri gerçekleştirmektir.



d) Hücrenin Yapısı :
Hücre dıştan içe doğru hücre zarı, sitoplâzma ve çekirdek olmak üzere üç kısımdan oluşur.






Hazırlayan : MURAT ÜSTÜNDAĞ


Canlıların Ortak Özellikleri


    Çevremizdeki varlıklar, canlı ve cansızlar olarak iki grupta incelenebilir.
     Bütün canlı varlıklarda bulunan özelliklere de canlıların ortak özellikleri denir. Bu özellikler 8  grupta incelenir:
1. Canlılar hücrelerden oluşur.
2. Canlılar beslenir.
3. Canlılar solunum yapar.
4. Canlılar boşaltım yapar.
5. Canlılar hareket eder.
6. Canlılar büyür ve gelişir.
7. Canlılar uyarıcılara tepki gösterir (irkilir).
8. Canlılar ürer. 
 
   Hücre Nedir?
   Bütün canlılar hücrelerden meydana gelmiştir. Canlıların, canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine hücre denir. Hücreler, genelde gözle görülemeyecek kadar küçüktür. Hücrelerin iç yapısı, büyütme gücü yüksek mikroskoplar sayesinde ayrıntılı olarak incelenebilir. 
 
    Bilinen en küçük hücre, bakteridir. En büyük hücreye deve kuşu yumurtasının sarısı, en uzun hücreye de yaklaşık 1 m uzunluğunda olan sinir hücreleri örnek olarak verilebilir.
  

   Hücre, temel olarak üç bölümden oluşur. Bunlar; hücre zarı, çekirdek ve sitoplazmadır. Genelde hücreler, yapı ve özelliklerine göre, bitki ve hayvan hücresi olmak üzere iki grupta incelenir. İncelenmesi en kolay hücrelerden biri soğan zarı hücresidir. Çünkü, soğan zarı saydam ve hücreleri büyüktür. Üzerine iyot çözeltisi damlatılan soğan zarı, basit bir mikroskop yardımıyla incelendiğinde hücrenin temel kısımları görülebilir. İyot çözeltisi, hücrenin kısımlarını boyayarak belirginleşmesini sağlar.
          Soğan zarı hücreleri 

   Hücre Zarı: 
   Bütün bitki ve hayvan hücrelerinde bulunan canlı, saydam, esnek ve seçici geçirgen bir zardır. 
 Seçici geçirgenlik, hücre zarının  bazı maddeleri hücre alıp bazılarını almamasıdır.
   Hücre zarının görevleri; 
 Hücreye sekil verme,
 Hücreyi dış etkilerden koruma,
 Hücrenin madde alış-verişini sağlama.

    Akıcı-mozaik zar modeline göre hücre zarı,  iki sıra yağ tabakasıyla bu tabakalarda yüzen farklı büyüklük ve yapıdaki proteinlerden oluşur. 
  
Hücre Duvarı
Bitki hücrelerinde hücre zarının dışında selülozdan yapılı, ikinci bir tabaka bulunur, buna hücre duvarı ya da hücre çeperi denir. Hücre zarına destek olur. Bitki hücresine belirli bir şekil kazandırır.  Hücre duvarı; Cansızdır, Tam geçirgendir. Dayanıklı ve sert yapılıdır.
 Mantarlarda ve bazı bakterilerde de hücre duvarı bulunur. Hücre duvarı hayvan hücrelerinde bulunmaz.

    Sitoplâzma
    Sitoplâzma, hücre zarı ile çekirdek arasını dolduran, yumurta akı kıvamında renksiz bir sıvıdır. Canlılık olaylarının tamamı sitoplâzma içinde gerçekleşir. Sitoplâzma canlıdır, bozulduğunda hücre ölür. Sitoplazmanın yapısında genellikle %60–95 oranında su bulunur. Ayrıca yağ asidi, karbonhidratlar,  proteinler, vitaminler, madensel tuzlar, enzimler ve hormonlar bulunur.

     Hücredeki hayatî olaylar, sitoplâzmadaki organel adı verilen çok küçük yapılar üzerinden gerçekleştirilir.  Başlıca organeller; endoplâzmik retikulum, ribozom, golgi cisimciği (aygıtı), mitokondri,
lizozom, sentrozom, koful ve plâstitlerdir. 
                                                                               SUNA GÜLÇEK
                                                                          FİZİK ÖĞRETMENİ

Bugün 30 ziyaretçi (34 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol